Forex Piyasa Analizi

ABD-Kuzey Kore arasında jeopolitik gerilimin artması nedeniyle, küresel piyasalar satış baskısı altında bir seyir izliyor. Yaşanan gerginlik nedeniyle güvenli liman algılamaları ile ABD tahvillerine giriş, borsalarından çıkış gerçekleşiyor. Dokuz gün üste üste rekor tazeyen Dow Jones Endeksi ise zirve seviyelerden geri çekilme eğilimi gösteriyor. Diğer yandan ABD’de S&P 500 Endeksi son 3 ayın en sert düşüşünü gerçekleştirirken, Almanya Dax endeksi de Nisan’dan bu yana en düşük seviyelere geriledi. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsalarındaki olumlu performansın ardından yaşanan satışlar düzeltme niteliğinde gözüküyor. Geçtiğimiz hafta Perşembe gününden başlamak üzere dört işlem gününde %3 oranında yükselen ve bu hafta 110.322 ile tarihi zirve seviyesini ileri taşıyan BIST 100 Endeksi de yurtdışı borsalara paralel bir seyir izliyor. Buna göre endeks 108 bin seviyesinin altına geri çekilmiş durumda. Endekte 107.750 seviyesinin altında 106 bin destek seviyesi olarak takip edilebilir. Ancak endeksin 106 bindeki uzun vadeli yükselen trend desteğinin üzerinde kalması önemli. Aksi halde bu seviyenin altında endekste görünüm olumsuz hale gelebilir ve satış baskısının devamını görebiliriz. Yukarı da ise 108.600 direnç haline gelmiş durumda. Bu seviyenin üzerinde 109.500 sonraki direnç seviyesi olarak öne çıkıyor..

ABD tahvil faizlerindeki yaşanan geri çekilme güvenli liman algılamalarından artmasından kaynaklandığı için, bu durum gelişmekte olan ülke tahvillerine olumsuz yansıyor. Buna paralel içeride gösterge tahvil faizi %11,7 ile yılın en yüksek seviyelerine yöneldi. Diğer yandan içeride yıllık enflasyonun Eylül ayında baz etkisi kaynaklı olmak üzere yeniden yükseliş sürecine gireceğini ve bu eğilimin Ekim-Kasım aylarında da devam edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle içeride tahvil-bono faizlerinde yüksek seviyelerin korunacağını tahmin ediyoruz.

 

Günün en önemli verisi ise ABD’de Temmuz ayına dair açıklanacak olan enflasyon verileri olarak öne çıkıyor. Son dört aydır düşüş eğilimi gösteren yıllık manşet enflasyonun %1,6’dan %1,8 seviyesine toparlanması bekleniyor. Çekirdek enflasyonun ise %1,7 seviyesinde değişim göstermemesi tahmin ediliyor. Özellikle geçtiğimiz hafta beklentilerden olumlu açıklanan enflasyon verilerinin ardından bugünkü enflasyon rakamları yakından takip edilecek. Her ne kadar ABD’de işgücü piyasasındaki yaşanan iyileşme bir süredir devam etse de, enflasyonun hafif toparlanma göstermesi doların küresel çapta güçlenmesine neden olabilir. Ancak yine de ABD’de diğer bazı ekonomik verilerin son dönemde yavaşlama göstermesi ve enflasyonun Fed’in hedefinin altında kalması nedeniyle dolar belirgin bir değer kazancı yaşanmayacağını tahmin ediyorum. Kısa vadede EUR/USD paritesinin 1,17 desteğinin üzerinde kalması önemli. Bu seviyenin üzerinde paritede euro lehine kısa vadeli görünüm olumlu kalmaya devam edecek. 1,1850 ise direnç olarak takip edilebilir.

Geçtiğimiz Cuma günü ABD’de Temmuz ayı istihdam verileri açıklandı. Tarım dışı istihdamı 183 bin olan beklentilerin üzerinde 209 bin kişi artış gösterirken, önceki aya ait veri 222 binden 231 bine revize edildi. Bunun yanı sıra işsizlik oranı %4,4’ten %4,3 geriledi ve aylık kazançlar beklentiler dâhilinde %0,3 oranında açıklandı. Genel itibariyle beklentilerden olumlu gelen verilerin ardından yükselen ABD tahvil faizleri ile beraber dolar toparlanma gösterdi. Buna paralel EUR/USD paritesi 1,18 seviyesinin altına geri çekildi.

 

ABD’de istihdam piyasasında yaşanan ve bir süredir devam eden iyileşme piyasa oyuncuları tarafından sürpriz algılanmadı. Bu nedenle Fed’in sıkılaştırma politikası için istihdam piyasasının görünümünden ziyade enflasyon verilerinin seyri daha önemli olacak. ABD’de enflasyon oranı yaklaşık dört aydır aşağı yönlü bir seyir izliyor. Ortalama saatlik kazançlar enflasyon yaratmada yeterli değil. Bunun yanı sıra ABD’de son dönemde açıklanan bazı ekonomik veriler yavaşlama işaretleri gösteriyor. Bu gibi etkenler ise Fed’in faiz artırımı için temkinli duruş sergilemesine neden oluyor.

 

Cuma günü ABD’de Temmuz ayına dair enflasyon verileri açıklanacak. Dolayısıyla da geçtiğimiz hafta iyi gelen istihdam verilerinin ardından, enflasyonun bu hafta nasıl açıklanacağı kritik ve piyasalar önemle takip edecek. Yıllık manşet enflasyonun %1,6’dan %1,8’e yükselmesi, çekirdek enflasyonun ise %1,7 seviyesinde değişim göstermemesi bekleniyor. Manşet enflasyonun dört ay aranın ardından yükseliş göstermesi doların güçlenmesine neden olabilir. Ancak yine de Fed sıkılaştırmayı yönde para politikasını ölçülü tutmaya devam edecektir.

 

Teknik olarak bakıldığında, kısa vadede EUR/USD paritesinin 1,17 desteğinin üzerinde kalması dolar karşısında Euro lehine görünümün korunmasına adına olumlu. Bu seviyenin üzerinde paritede

kısa vadeli görünüm olumlu kalmaya devam edecek. 1,1850 ise ilk etapta direnç seviyesi olarak takip edilebilir. 1,1850’nin aşılması halinde 1,19 hedef direnç konumunda.

 Dolar Endeksi son 15 ayın düşük seviyelerine geri çekilirken, gelişmekte olan ülke para birimlerindeki değerlenme eğilimi Haziran sonundan itibaren hız kesmiş durumda.

ABD’de toplam talepte azalma dolayısıyla ekonomik verilerin yavaşlama göstermesinin ve yıllık enflasyonun son dört aydır aşağı yönlü bir seyir izlemesinin yanı sıra, siyasi endişeler, tüketici güveninde yaşanan bozulma ile faiz artırım beklentileri aşağı gelirken, %50 seviyesinin üzerinde olasılık verilen en yakın toplantı Mart 2018’e işaret ediyor. Bu faktörlere bağlı olarak dolar güç kaybetme eğilimi gösteriyor.

Diğer yandan Avrupa ekonomisinde yaşanan iyileşme, deflasyonist riskin şimdilik geride kalması gibi etkenler nedeniyle ECB’nin para politikasında normalleşmeye yakın duruş sergilemesi ile Euro güç kazanıyor.

Hem ABD hem de Avrupa kaynaklı gelişmelerin etkisiyle özellikle Dolar Endeksi bu yılın başından beri aşağı yönlü trendde hareket ederken, bu süre zarfında %10 oranında geri çekildi.

Sonuç olarak;

EUR/USD’nin Dolar Endeksi’ndeki ağırlığı %58 civarında iken, endeksteki geri çekilmenin büyük kısmı Haziran sonu itibariyle 1,12 seviyelerinden yükseliş hareketine başlayan pariteden kaynaklandı.

Buna bağlı olarak, Dolar Endeksi’ndeki düşüşün gelişmekte olan ülke kurlarındaki benzer etkisi daha sınırlı gerçekleşiyor.

Dolayısıyla da USD/TL’de 3,50 desteğine doğru düşüş hareketi güç kaybına uğruyor. Dolar Endeksi’nin son dönemdeki geri çekilmesini göz önüne aldığımızda, USD/TL’de düşüşün  hız kesmesi nedeniyle 3,50 kısa ve orta vade için kritik destek olarak takip edilebilir.

ABD’de fiyatlar genel düzeyi son dört aydır geri çekilme eğilimi gösteriyor. Fed Çarşamba günkü toplantısında faiz oranında bir değişikliğe gitmezken, bilanço daraltılmasının nispeten yakın olduğuna dair mesajlar verdi. Bunun yanı sıra Fed’in son aylarda düşme eğilimi gösteren enflasyona vurgu yaparak düşük kaldığını belirtmesi, Banka’nın önümüzdeki toplantısı için faiz artırım olasılık tahminlerinin aşağı gelmesine neden oldu. Buna paralel dolar küresel çapta güç kaybına uğradı.

 

Bugüne bakıldığında ise ABD’de büyüme verileri açıklandı. Buna paralel GSYH ikinci çeyrekte tüketici ve sermaye ekipmanı harcamalarının katkısıyla yıllık bazda %2,6 oranında büyüme gösterdi. Ancak birinci çeyrek büyümesi %1,4’ten %1,2 seviyesine revize edildi. İkinci çeyrek büyümesi Fed’in 4,5 trilyon dolar olan bilançosunu daraltmasını desteklese de, enflasyonun düşüş eğiliminde olması Banka’nın sıkılaştırma adımlarında temkinli kalmaya devam edeceğine yönelik beklentilere neden oluyor. Buna paralel dolarda küresel çapta güç kaybetme eğilimi korunuyor.

 

Fed’in kararları sonrasında 1,17 seviyesinin üzeri ile son 2,5 yılın zirvesine yönelen EUR/USD paritesinde kısa vadeli teknik görünüm güçlü. Kısa vadede paritede 1,16 desteğinin üzerinde yön yukarı gözüküyor. Bu seviyenin üzerinde Euro dolar karşısında güçlenme eğilimine devam edebilir. 1,17 seviyesinin üzeri ise 1,20 direncine doğru yükselişin devamı açısından takip edilebilir.

Fed’in nispeten güvercinvari duruş sergilemesi ile gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında değer kazandı. Buna paralel USD/TL kuru 3,55 desteğini aşağı yönde kırdı. Kurda bu seviye direnç haline geldi 3,55 seviyesinin altında kurda gevşemenin devamını görebiliriz. 3,52 ara ve 3,50 ana destek seviyeleri olarak takip edilebilir. Ancak kurun kısa vadede 3,52 desteğini aşağı yönde kıramadığını görüyoruz. 3,52’nin altına olası geri çekilmelerde 3,50 güçlü destek olarak öne çıkarken, bu seviyeye doğru aşağı yönlü hareket hız kesebilir.

Yurt içi hisse senedi piyasalarında yaklaşık iki hafta önce başlayan yukarı yönlü hareket gelişmekte olan ülke borsalarına paralel gerçekleşti. Endeks 100 bin civarından başlattığı yükseliş ile %7 oranında değer kazanırken, aynı dönemde MSCI GOÜ Endeksi de %5 artış gösterdi. Gelişmekte olan ülke borsalarına devam eden risk alma iştahı da BIST’e de olumlu yansımış oldu. Ancak endeks bu dönemde yaklaşık %2 oranında görece olumlu performans gösterdi.

Sonuç olarak; aşağıdaki grafikte de görüleceği üzere MSCI GOÜ Endeksi Nisan 2015’in en yüksek seviyesi olan aynı zamanda uzun vadeli direncine (1.066) yaklaşmış durumda. Endekste bu seviyenin aşılıp aşılmayacağı yükselişin devamı açısından öne çıkıyor. Aynı zamanda direncin kırılması, BIST 100’deki yukarı yönlü hareketin sürmesi ve yeni rekor denemeleri açısından oldukça önemli. Dolayısıyla da mevcut durumda kısa vadeli görünüm güçlü iken, BIST 100 Endeksi’nde daha çok gelişmekte olan ülke borsalarının seyri belirleyici olacak. MSCI GOÜ Endeksi’nde Nisan 2015’in zirvesinin aşılamaması halinde o zaman BIST’te de kâr satışlarının geldiğini görebiliriz. Kısa vadeli pozisyonlar için endekte 106 bin destek ve stop loss seviyesi olarak takip edilebilir.

15 Temmuz 2016’da darbe girişiminin ardından TL ve TL varlıkların performansına bakıldığında; TL dolar karşısında %23 oranında baskı altında kalırken, 10 yıllık tahvil faizi 150 baz puan civarı kadar yükseliş gösterdi. Böylece darbe girişiminin ardından TL ve tahvil-bono piyasalarımız gelişmekte olan ülke varlıklarına görece olumsuz performans gösterdi. Ancak TL’deki değer kaybı ve faizlerdeki yükselişe rağmen, aynı olumsuz etkinin BIST tarafına yıllık performans olarak yansımadığını görüyoruz.  




Yılın başından beri artan risk alma iştahı ile gelişmekte olan ülke varlıklarına sermaye girişi gerçekleşiyor. Diğer yandan referandum sonrası siyasi riskin azalması ile Türkiye’nin risk primi düşerken, BIST gelişmekte olan ülke borsalarına görece olumlu performans sergiliyor. MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Endeksi Nisan 2015’ten bu yana en yüksek seviyesine yönelmiş durumda. Özellikle de son döneme bakıldığında, BIST 100 Endeksi bankaların özkaynak yönteminde yapılan değişikliğin de etkisiyle geçtiğimiz haftanın başından bu yana yükseliş eğilimi gösterirken, yeni rekor denemelerinde bulundu. Böylece endeks bu süre zarfında yaklaşık olarak %7 oranı civarında yükseliş göstermiş oldu. Diğer yandan haber kaynaklarına göre, kabinedeki revizyonun bu hafta açıklanması bekleniyor. Ekonomi yönetiminde piyasaların güven duyacağı isimlerin yer alması BIST’te alımların ileri taşınmasını sağlayabilir. Teknik olarak endekste 105 bin seviyesi üzerinde kısa vadeli yön yukarı kalmaya devam edebilir. 106.500 seviyesinin üzerinde kalması ise yükselişin 107.500 direncine devamı açısından takip edilebilir.