Web sitemizdeki aktiviteyi analiz etmek ve daha iyi bir hizmet vermek amacıyla kendi çerezlerimizi ve üçüncü taraf çerezleri kullanmaktayız. Ayrıntılı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyiniz.

QNB Finansinvest Finans Odak

İrem Dışpınar 1 Ekim 2020 Perşembe
BIST pazarları yeniden düzenleyerek küçük yatırımcıyı korumayı hedefliyor

Borsa İstanbul, Pay Piyasası’nın yapısını sadeleştirmek ve işlem gören paylarda derinliğin artırılması amacıyla bugünden itibaren geçerli olmak üzere, yeni pazar yapısı uygulamasını devreye aldı. Bu kapsamda Pay Piyasası’nda  pazar yapılanması, pazarlardaki işlem görme esasları, pazarlar arası geçiş kriterleri ile kota alma şartlarında bazı değişiklikler yaptı. Pazarlar ile ilgili yapılan değişikliklere değinecek olursak;  Yıldız Pazar Grup 1 - Grup 2 ve Ana Pazar Grup 1 - Grup 2 şeklindeki ikişerli ayrım kaldırılmış, bunun yerine Yıldız Pazar’daki gruplar Yıldız Pazar çatısı altında birleştirilirken, Ana Pazar Grup 1, Ana Pazar, Ana Pazar Grup 2 ise Alt Pazar olarak değiştirilmiştir. Gelişen İşletmeler Pazarı ise Alt Pazar ile birleştirilmiştir.  Yapılan en önemli değişikliklerden biri Alt Pazar’da gerçekleştirilmiştir. Alt Pazar’da yer alan paylarda derinliğin ve likiditenin sınırlı olabileceği ve buna paralel aşağı ve yukarı yönlü sert fiyat hareketlerin gerçekleşme ihtimali göz önünde bulundurulduğunda; Alt Pazar’daki hisse senetlerinde açığa satış ve kredili işlem yapılamayacak olmasını küçük yatırımcıyı korumak adına olumlu buluyoruz. Açığa satış ve kredili işlemler sadece Yıldız Pazar ve Ana Pazar’da yer alan likiditenin ve derinliğin daha yüksek olduğu hisselerde gerçekleştiriliyor olacak. Diğer yandan Alt Pazar’da sürekli şekilde brüt takas uygulaması bulunurken, günlük fiyat marjı %10’da, devre kesici tetikleme oranı %5’de olacak. Yurtiçi hisse senedi piyasalarımıza olan ilginin arttığını ve buna paralel yılın başından bu yana yaklaşık 500 bin yeni yatırımcının geldiğini göz önünde bulundurduğumuzda, sadeleşme adımı kapsamında pazarlarda yapılan değişikliklerin, Alt Pazar uygulamasının ve alınan diğer önlemlerin küçük yatırımcıları korumak adına faydalı ve yerinde olduğunu düşünüyoruz.

 

Hisse senedi piyasalarımıza ilgi devam ederken, teknik olarak BIST 100 Endeksi’nde 1118-1130 bandının yukarı tamamlanması ile güçlenen  kısa vadeli görünüm korunuyor.  Yükselen trendde hareket eden endekste 1153 seviyesinin kalıcı olarak aşılması halinde 1162 ve 1171 dirençlerine yönelim görebiliriz. 1142 ilk etapta destek olup, 1130 ana desteği üzerinde kısa vadeli görünüm güçlü kalmaya devam edecek.


İkon-ok
İrem Dışpınar 24 Eylül 2020 Perşembe
TCMB’nin faiz artırım kararına piyasaların tepkisi olumlu

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) sürpriz bir kararla politika faiz oranını %8,25’ten 200 baz puan artışla %10,25 seviyesine yükseltti. Politika faizinde değişim beklenmezken, geç likidite penceresi faiz oranında artırım yapılacağına yönelik beklentiler mevcut idi. TCMB’nin beklentilerin aksine bu yönde karar alması piyasalar tarafından olumlu karşılanırken; TL toparlanma, BIST ise yükselme eğilimi gösterdi. TCMB toplantı metninde faiz artırım kararı için enflasyondaki risklere vurgu yaptı. Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla Ağustos ayından itibaren atılan sıkılaştırma adımlarının güçlendirilmesi gerektiğini değerlendirdiklerini ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla bu doğrultuda karar aldıklarını açıkladı. Önümüzdeki günlerde fonlamanın kompozisyonuna göre, TCMB ortalama fonlama maliyetinin hangi seviyelerde oluşacağı  önemli olacak.

 

TCMB’nin kararları sonrasında TL’nin seyrine bakıldığında; pozitif ayrışma yaşansa da, azalan küresel risk iştahı nedeniyle gelişmekte olan ülke para birimlerindeki son dönemdeki kırılganlık TL’deki toparlanma eğilimini sınırlıyor. Özellikle de Fed’in ekonomik tahminlerini kötüleştirmesi sonrasında düşen risk iştahına bağlı olarak dolara  olan talep, son dönemde bazı komite üyelerinin nispeten şahin tondaki açıklamaları ile devam ediyor. Buna paralel dolar endeksinde yaklaşık olarak haftalık bazda yaşanan yükseliş ile gelişmekte olan ülke para birimleri değer kaybetme eğilimi gösteriyor.

 



İçeride ise; son dönemde döviz kurlarında yaşanan bu yükselişin genel olarak bu ülke kurlarına benzer harekette gerçekleştiğini söyleyebiliriz. TCMB’nin faiz artırım yönündeki adımını fiyat ve finansal istikrara yönelik risklerin azalması adına olumlu buluyoruz. Önümüzdeki dönemde TL’nin seyri ise daha çok benzer para birimlerinin hareketine bağlı olacak. Ancak sıkılaştırma yönünde atılan adım sonrasında diğer gelişmekte olan ülke para birimlerindeki olası değer kayıplarının ardından TL’nin daha sınırlı olumsuz tepki verdiğini görebiliriz. BIST 100 Endeksi’nde ise sıkışma formasyonu direnci 1118 seviyesinin üzeri kısa vadeli görünümün güçlenmesi adına önemli. Bu seviyenin üzerinde endekste banka hisseleri öncülüğünde 1130 direncine doğru yükselişin devam ettiğini görebiliriz.

 



İkon-ok
İrem Dışpınar 17 Eylül 2020 Perşembe
Fed kararları sonrası küresel piyasalar satıcılı

Fed beklendiği gibi faiz oranlarında bir değişikliğe gitmezken, mevcut durum ve önümüzdeki dönem için ekonomiye yönelik değerlendirmelerde bulundu. ABD ekonomisi salgının ekonomik aktivitede yavaşlamaya neden olmasına bağlı olarak bu yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda %31,7 ile sert bir şekilde daralma gösterdi. Fed ise salgın nedeniyle öncü ekonomik göstergelerdeki zayıflama ve projeksiyonlarına bağlı olarak politika faiz aralığını aşağı çekerek sıfır seviyesine doğru yaklaştırmıştı.



Fed’in dün akşamki toplantısında faizleri sabit bırakması daha önceki toplantılarda gevşeme yönünde adımlar atması dolayısıyla  sürpriz olmadı. Ancak  son dönemde toparlanma gösteren ve iyimser beklentileri artıran ABD verilerinin ardından Fed’in dünkü toplantıda ekonomik toparlanmanın kesin olmadığını belirtmesi ve tahminlerini kötüleştirmesi piyasalarda satış baskısına neden oldu. Fed Başkanı Powell yaptığı konuşmada; ekonomik toparlanmanın beklenenden daha hızlı ilerlediğini, buna rağmen ekonomik faaliyetin salgın öncesi seviyelerin oldukça altında kaldığını belirtti. Başkan Powell’ın bu açıklamaları piyasalar tarafından halihazırda bilinen bir durum olsa da, ekonominin önündeki yolun belirsiz olduğuna dair önümüzdeki dönem için yapılan olumsuz değerlendirmeler/tahminler ekonomik toparlanmaya yönelik umutların azalmasına neden oldu. Fed’in açıklamalarının ardından piyasaların ilk tepkisi riskli varlıklardan kaçış ile birlikte dolara yönelim şeklinde gerçekleşiyor. Önümüzdeki dönem için ise; piyasaların seyri açısından Kasım ayının başında yapılacak ABD başkanlık seçimleri öne çıkıyor. Fed’in seçimler öncesinde dün akşam son toplantısını gerçekleştirdiğini belirtelim.  Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’de borsaların yönü dünya piyasalarına yön vermesi açısından önemli. Başkanlık seçimlerine bir buçuk ay gibi bir zaman kalmışken, ABD piyasalarında olası aşağı yönlü fiyatlamaların diğer dönemlere göre daha sınırlı kaldığını görebiliriz. Teknik olarak bakıldığında; S&P 500’de 3310, Dow Jones Endeksi’nde ise  27447 destek seviyelerinin üzerinde kalınması kısa vadeli görünümleri açısından önemli.






İkon-ok
İrem Dışpınar 3 Eylül 2020 Perşembe
ABD verileri toparlanma eğiliminde…

ABD’de ISM imalat endeksi Ağustos ayında beklentilerin üzerinde 54,2’den 56 ‘ya yükselirken, Ocak 2019’dan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. ABD’de güçlü gelen ekonomik veriler salgın dolayısıyla olumsuz etkilenen ekonomide toparlanma umutlarının artmasına neden oluyor. Fed’in 12 merkez bölgesinden topladığı analizler ile ülkedeki son ekonomik durum hakkında özet sunan rapor olan Bej Kitap’ta, ekonomik faaliyetin çoğu bölgede arttığı genel görünümün ılımlı şekilde iyimser olduğu belirtildi. Ekonomik aktivite salgından önceki seviyelerin altında olsa da, ekonominin toparlanmasına yönelik iyimser beklentiler yatırımcı davranışlarına yansıyor. Buna paralel Mart ayının ortasından bu yana yükseliş eğiliminde olan ABD borsaları yukarı yönlü trendindeki hareketine devam ederken, S&P 500 ve Nasdaq  endeksleri rekor tazeliyor.  

 

Yurtiçi piyasaları etkileyen gelişmelere bakıldığında; başta Yunanistan olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz konusunda yaşanan gerginlik nedeniyle jeopolitik riskler yükselirken, bu durum TL varlıklara olumsuz yansıyor. Buna paralel BIST, genel olarak olumlu seyir izleyen gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsalarının gerisinde hareket ediyor. Risk alma iştahındaki olumlu yurtdışı etkisine rağmen jeopolitik gerilim nedeniyle BIST’te yükseliş çabalarının tepki niteliğinde kaldığını görüyoruz.

 

 

Sonuç olarak; salgın öncesi seviyelerin gerisinde olsa da, özellikle ABD’de ve diğer ülke ekonomilerinde toparlanmanın devam etmesi risk iştahının seyri açısından olumlu. Salgının artış hızında dünyada ekonomik çarkların yeniden yavaşlamasını gerektirecek bir durum  olmadığı ve ekonomilerde toparlanma eğiliminin devam ettiği bir ortamda gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsalarındaki yükselen trend korunabilir.  Ancak yurtiçi hisse senedi piyasalarımızda kısa vadeli görünümün olumlu hale gelmesi için, jeopolitik risklerde azalma ve TL’de değer kazanma eğiliminin öne çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Teknik olarak endekste 1095 direncinin altında yükselişler kısa soluklu kalabilir. Bu seviyenin üzeri görünümün güçlenmesi için takip edilebilir.

 

 

 

 

 

İkon-ok
İrem Dışpınar 20 Ağustos 2020 Perşembe
Altın onsta kısa vadeli görünüm zayıf iken, orta vadede olumlu

Güvenli liman algılamaları, merkez bankalarının para politikası adımları, küresel likidite, faiz,  jeopolitik gelişmeler, enflasyon altın fiyatlarının seyrinde etkili olan faktörler olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz aylarda merkez bankalarının ve hükümetlerin ekonomiyi canlandırmak için attığı adımlar, ara verilen ekonomik faaliyetlere yeniden başlanması ile toplam talebin artması enflasyon beklentilerinde iyileşmeye neden olmuştu. Diğer yandan salgının devam ediyor olması da güvenli liman algılamaları ile altına olan talebin artmasını sağladı. Altın fiyatları tüm bu gelişmelerin etkisiyle  Mart ayının ortasından başladığı yükseliş hareketi ile 2075 dolara ulaşırken, tarihi zirve seviyesini ileri taşıdı. Ancak Rusya’da aşıya yönelik olumlu haber akışı altın ons fiyatlarında  zirve seviyelerden kâr satışlarının başlamasının önünü açtı. 4,5 ayda zirve seviyeye göre yaklaşık olarak %41 oranında değer kazanan altın ons bu gelişme ile birlikte düzeltme hareketi içerisine girmiş oldu. Böylece altın onsta kısa vadeli teknik görünüm zayıflarken, belirgin yükseliş sonrası yaşanan bu hareket normal karşılanmalı görüşündeyiz. Son durumda altın ons sıkışma içerisinde hareket ederken, 1900 dolar desteği bu formasyonun destek seviyesine işaret ediyor. Dolayısıyla da  kısa vadede bu seviyenin üzerinde kalınması önemli. Görünümün güçlenmesi için ise 1965 dolar direncinin yukarı aşılması gerekiyor. Bu seviyenin üzerinde 2015 dolar önemli direnç olarak korunuyor.

 

Teknik olarak altın onsta kısa vadeli riskler aşağı yönlü olsa da, orta vadede ise durum tam tersine işaret ediyor. Mart ayının ortası itibariyle oluşan yükselen trenddeki hareketin devam etmesi nedeniyle orta vadeli olumlu görünüm korunuyor.  Diğer yandan  temel olarak bakıldığında ise, dünyada salgının devam ediyor olması, salgının yayılma hızında yaşanan artış, Çin-ABD arasındaki ticaret anlaşmazlığının sürmesi,  ABD seçimlerinin siyasi riskleri barındırması gibi gelişmeler altın ons fiyatlarını orta vadede destekleyebilecek faktörler olarak göz önünde bulundurulabilir. Orta vadede 1863 dolar önemli destek seviyesi olarak takip edilebilir.

 



Altın ons ve USD/TL’ye paralel geri çekilen gram altın üçgen formasyonu içerisinde sıkışma gösteriyor. 450 TL ilk etapta destek konumunda iken, bu seviyenin üzeri sıkışmanın içerisinde kalınması için takip edilebilir. 465 TL direncinin üzeri ise kısa vadeli görünümün güçlenmesi için öne çıkıyor.

 


İkon-ok
İrem Dışpınar 13 Ağustos 2020 Perşembe
Yurtdışı borsalar salgın öncesi seviyelerine ulaşırken, BIST 100 geride kalmış durumda

Pandemi nedeniyle Şubat ayı sonlarına doğru sert satış baskısı altında kalan küresel borsalarda bu kayıp son durumda geri alınırken, BIST 100 Endeksi yurtdışı borsaların gerisinde kaldı. Salgının yayılması ve ekonomik faaliyetlerdeki zayıflama nedeniyle küresel borsalar yaklaşık bir ay sert bir düşüş gerçekleştirmişti. Bu süre zarfında S&P 500 Endeksi ve MSCI Dünya Endeksi %33, MSCI Gelişmekte Olan Ülke Endeksi (GOÜ) %31, TL bazında BIST 100 %28, USD bazında BIST 100 Endeksi ise %31,6 oranında değer kaybına uğramıştı. Yaşanan bir aylık baskının ardından ise küresel borsalar 23 Mart tarihi civarında toparlanma eğilimine başlamıştı.




MSCI GOÜ bazında BIST 100 ($)




Küresel merkez bankalarının ekonomileri desteklemek için attığı gevşemeci para politikası adımları, zaman içerisinde salgının yayılma hızının azalması, ülkelerin normalleşme yönünde aldığı kararlar ve bu durumun ekonomik faaliyetlere olumlu yansıyacağına yönelik beklentiler endekslerin yükselen trendde hareket etmesinde etkili olan faktörler olarak öne çıkıyor. Buna paralel borsalar yukarı yönlü trendde hareket ederken, S&P 500 Endeksi özellikle de teknoloji şirketleri öncülüğünde kayıplarını geri aldı ve  tarihi zirve seviyesine yaklaştı. MSCI Dünya, MSCI GOÜ endeksleri de benzer şekilde pandemi öncesi seviyelerine ulaşmış durumda. Ancak yurtiçi hisse senedi piyasalarımıza bakıldığında, TL bazında BIST 100 salgın öncesi seviyelerinin yaklaşık olarak %9, dolar bazında BIST 100 ise %25 civarında gerisinde hareket ediyor. Özellikle de geçtiğimiz hafta yaşanan sert satışlar salgın öncesi seviyelerden uzaklaşılmasına neden oldu. TL’deki değer kaybı, TL volatilitesinin artması, jeopolitik gelişmeler, CDS’lerde yaşanan artış gibi gelişmeleri BIST 100 Endeksi’nin yurtdışı borsalara görece olumsuz performans göstermesinde etkili olan faktörler olarak belirtebiliriz.



Yurtdışı borsalarda yükselen trendde hareket devam ederken, olumlu teknik görünüm korunuyor. Ancak salgın öncesi seviyelere ulaşılmış olması nedeniyle önümüzdeki dönemde yükseliş hızında azalış görebiliriz. İçeriye bakıldığında ise, BIST 100 Endeksi  Şubat ayı seviyelerinin altında hareket etmesi ve yurtdışı borsaların gerisinde kalması  nedeniyle teknik olarak %9 civarı yükseliş potansiyeli taşıyor. Ancak teknik olarak var olan bu potansiyelin gerçekleşmesi temel taraftan da desteklenmesine bağlı. TL’de değer kaybetme hızının ve volatilitenin azalması, ülke risk priminin düşmesi gibi olumlu gelişmeler olması halinde endeksin salgın öncesi seviyelerine ulaştığını görebiliriz. Teknik olarak endekste 1095 desteğinin üzerinde kalınması kısa vadeli görünüm açısından önemli. 1143’ün aşılması hareketin 1116 ve 1200 dirençlerine devamı açısından öne çıkıyor.

İkon-ok
Back to Top