Web sitemizdeki aktiviteyi analiz etmek ve daha iyi bir hizmet vermek amacıyla kendi çerezlerimizi ve üçüncü taraf çerezleri kullanmaktayız. Ayrıntılı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyiniz.

QNB Finansinvest Finans Odak

Hilmi Yavaş 2 Temmuz 2021 Cuma
TCMB Ekonomist Toplantısı Değerlendirmemiz

TCMB tarafından yapılan değerlendirmeden aldığımız notlar:

 

Aşılama konusunda Haziran’da 20 milyon doza yakın aşı yapıldı. Nisan/Mayıs ayındaki kapanma ile vaka sayıları hızla düştü. Bunun olumlu süreç istihdama ve cari dengeye olumlu yansımasını bekliyoruz.

Salgın ile alakalı alınan önlemlerin de katkısıyla, 2. çeyrekte iç talep bir miktar hızını kesti. Ancak, hizmet sektörü ekonominin açılmasıyla hızla toparlamaya başladı. Dış talep ise gücünü koruyor. Büyüme kompozisyonu olumlu yönde seyrediyor. İktisadi faaliyetler adım adım uzun dönemli büyüme eğilimine geri dönüyor.

Cari denge olumlu yönde ilerliyor. Güçlü ihracat ve büyük oranda düşüş gösteren altın ithalatı bunu sağlayan ana unsurlar. 3. Çeyrekte turizmin toparlamasıyla cari denge  daha da iyileşecek.

Nisan ayındaki TCMB enflasyon projeksiyonu geçerliliğini koruyor. Ancak, ithalat fiyatlarındaki artış enflasyon görünümüne risk teşkil ediyor. Kısa vadede enflasyonda oynaklık yaşanabilir. Ancak bunun kısa süreli olması bekleniyor. Parasal sıkılaşma sayesinde iç talebin sınırlandırılması enflasyon görünümü olumlu etkilemeye başladı. Para politikası faizini beklenen ve gerçekleşen enflasyonun üzerinde tutmaya devam edeceğiz.

Hizmetler sektörünün canlanmasıyla kredi arzı ivmelenmeye başladı. Ancak atılan makro-ihtiyati adımlar bireysel kredi arzı üzerinden toplam kredi hacminin ılımlı seyretmesine katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Son dönemde küresel piyasalarda oynaklık arttı. Ancak sıkı para politikası Türkiye için tampon işlevi görüyor.

Nisan ayında yayınlanan enflasyon patikasında belirgin düşüş 3. Çeyrek sonu, 4. Çeyrek başında gerçekleşecek. Beklenen ve gerçekleşen enflasyonun üzerinde belirlenen para politikası faizini oluşturduğumuz göz önünde tutulmalı. Buna göre beklentiler şekillenmeli.

 

Değerlendirmemiz:

 

TCMB’nin, son günlerde gelen enerji zamlarına ve yüksek döviz kuruna rağmen Nisan ayında yayınladığı enflasyon projeksiyonun geçerliliğini koruduğunu belirtmesi önemli olduğunu değerlendiriyoruz. TCMB hala 3. Çeyrek sonu, 4. Çeyrek başı itibariyle enflasyon patikasında kayda değer düşüş bekliyor. Keza, TCMB para politikasının belirlenmesinde gerçekleşen ve beklenen enflasyonu ana unsur kabul etmeye de devam ediyor. Sonuç olarak, TCMB sonbaharda faiz indiriminin hala masada olduğunun sinyalini vermeye devam ediyor.

Öte yandan, maliyet kaynaklı sebepler ve hizmetler sektörünün yeniden açılmasının sebebiyle enflasyon görünümüne dair risklerin arttığını değerlendiriyoruz. Beklenenden daha yüksek bir enflasyon patikası durumunda ise TCMB’nin olası parasal gevşemeyi bir süre daha ertelemesi gerekebilir. Keza, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’da enflasyonda sürpriz yukarı yönlü bir sapma durumunda gerekeni yapacaklarını vurguladı. Bizim bu açıklamadan çıkarımımız: gerçekleşen enflasyon kayda değer oranda gerilemediği takdirde sonbaharda bir faiz indirimi gerçekleşmeyebilir.

Ayrıca, FED’ in para politikasını beklenenden daha hızlı normalleşmeye gitme eğilimin göz önüne alınması gerekebilir. Sonuç olarak, FED’in “tapering” ve 2022’de en azından bir tane faiz artırım yapma ihtimalinin olduğu bir ortamda, TCMB’nin parasal gevşemeyi enflasyon görünümüne dair beklentilerin epey olumlu yönde evrilmesini beklemeyi tercih etmesini daha olası değerlendiriyoruz.

 

 

İkon-ok
Hilmi Yavaş 17 Haziran 2021 Perşembe
TCMB PPK Kararı Değerlendirmemiz

TCMB PPK beklendiği gibi %19 olan politika faizini değiştirmedi. Öte yandan, karar metnindeki sınırlı sayıda değişiklikler üzerinden para politikasına ilişkin mesajların verildiğini değerlendiriyoruz.

Daha önceki karar metnine büyük benzerlikler gösterse de para politikası kararını belirleyen ana muhakemeyi içeren ifadedeki iki yeni kelime dikkat çekiyor: "Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.”

Önceki metinden farklı olarak mevcut “sıkı” duruş ve “kararlılıkla” kelimelerinin eklendiğini gözlemliyoruz. “Kararlılıkla” ifadesinin eklenmesinin olası bir faiz indiriminin (parasal gevşemenin) yakın zamanda (örneğin yaz aylarında) gelmeyeceğine dair bir sinyali olduğunu değerlendiriyoruz. Çünkü “tahmin patikasındaki belirgin düşüş” durumunun oluşabilmesi için enflasyon eğiliminde kayda değer bir gevşemenin yaşanmasının gerektiği de vurgulanıyor. Dolayısıyla, erken (yaz aylarında) bir parasal gevşeme dezenflayon sürecini desteklemek açısından “kararlı” bir tutum olmayacaktır.

Öte yandan mevcut “sıkı” duruş ifadesinde yer alan “sıkı” kelimesinin ise TCMB tarafından bir sonraki faiz değişikliğinin ne zaman olursa olsun (büyük ihtimalle yıl sonuna doğru, yaz aylarında değil) “sıkılaştırma” yönünde değil “gevşeme” yönünde olacağının ilanı olduğunu değerlendiriyoruz.

Diğer bir değişle “kararlılıkla” ve “sıkı” kelimeleri birisi zaman diğeri ise yön konusunda kamuoyuna sinyal veren ifadeler olarak karar metnine eklenmişler. TCMB’yi “sıkı” ifadesini kullanmaya iten gelişmenin ise Nisan ayında yıllık enflasyonun %17,14 seviyesinde zirveyi görmesi ve Mayıs ayında %16,59’a  gerilemesinin etkili olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, özelikle tüketici fiyatları endeksinde yer alan gıda ve temel mallar enflasyon eğilimindeki düşüşün (hızlanan üreteci fiyatları enflasyonuna rağmen) Mayıs ayında da devam etmesi dezenflasyon sürecinin hız kazandığına dair TCMB’yi ikna etmiş olabilir. Buna ek olarak mevcut kredi talebi ve arzının da düşük seyretmesi TCMB PPK’ya mevcut para politikası duruşunu “sıkı” olarak nitelendirmesine yol açmış olabileceğini değerlendiriyoruz.

TCMB’nın enflasyon projeksiyonu grafiğine baktığımızda, TCMB’nın yıllık enflasyonun Nisan itibariyle %17 civarında zirve noktasını görmesini ve sonrasında kademeli olarak düşüş trendine girmesini beklediği anlaşılıyor. Gene TCMB’nin “Enflasyon Raporu’nda sunduğu grafikten anladığımız, TCMB enflasyonun Haziran-Eylül döneminde büyük oranda %16 civarında dalgalanmasını ve asıl büyük düşüşün ise son çeyrekte gerçekleşmesi bekliyor. Öte yandan, yılın son çeyreğinde enflasyonda düşüş beklentimiz TCMB’nin projeksiyonlarına kıyasla daha sınırlı. Kurum olarak yıl sonu enflasyon beklentimiz ise şu aşamada %15 iken, 2022’in ilk çeyreğinde ise enflasyonun %14’e gerilemesini bekliyoruz.

 

Bu noktada, TCMB’nin gerçekleşen yıllık enflasyonun Nisan’da yaklaşık %17 zirve yapmasını ve sonrasında kademeli olarak gerilemesini beklediğini düşündüğümüzde, Banka’nın faiz hadlerinde bir indirim için bir süre daha beklemeyi tercih edeceğini değerlendirebiliriz. Bu açıdan olası bir faiz indirimi için en erken Ekim ayı aday olabilir. Her hâlükârda kayda değer bir miktarda bir faiz indiriminden bahsedecek olursak, bunun yılın son çeyreğinde gerçekleşmesi çok daha olası görünüyor. Son olarak, başta FED olmak üzere büyük Merkez Bankaları’nın alacağı kararlar ya da vereceği mesajlar Türkiye’de para politikasının seyrini büyük oranda etkileyebilir.

 

 

 

Grafik 1 – Yıllık TÜFE & TCMB Ort. Fonlama Faizi




Kaynak: TÜİK, QNBFI

İkon-ok
Hilmi Yavaş 3 Haziran 2021 Perşembe
Mayıs Enflasyon Verisi

Enflasyon (TÜFE)  Mayıs’ta aylık %0,89 artış gösterdi. Diğer bir değişle, enflasyon kurum beklentimiz olan %2,0’nin ve piyasa beklentisi olan %1,5’in epey altında gerçekleşmiş oldu.  Sonuç olarak, yıllık enflasyon %17,14’ten %16,59’a gerilemiş oldu. Böylece, 2019’un son çeyreğinden bu yana sürekli yükselen yıllık enflasyonun geçtiğimiz Nisan ayı itibariyle zirveyi görmüş olabileceğini değerlendirebiliriz.

Öte yandan, daha dikkat çekici olarak işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE (Çekirdek Enflasyon B Grubu) yıllık bazda Nisan’da %17,8 ile zirveyi gördükten sonra Mayıs’ta %17.0’ye gerilemiş oldu.


Mevsimsellikten arındırılmış çekirdek enflasyon trendinin (3 aylık ortalamanın yıllıklandırılması ile elde ediliyor) ise geçtiğimiz Ocak başında %25’ler seviyesinde zirveyi gördükten sonra kademeli bir şekilde gerileyerek Mayıs itibariyle %15’li seviyelerin bir miktar altına gerilediğini hesaplıyoruz. Bu gerilemeye sebep olan ana unsur ise Ocak ayında %25’ler seviyesinden Mayıs’ta düşük çift haneli yüzdelere gerileyen temel mallar enflasyonu oldu.

Temel mallar enflasyon eğilimindeki gerileme oldukça dikkat çekici, çünkü imalat ÜFE eğiliminin Mayıs’ta %60’lı seviyelere yükseldiğini hesaplıyoruz. Özellikle, Mayıs ayında gerçekleşen enflasyonun beklentimizin çok altında gerçekleşmesi TÜFE temel mallar fiyatları ve ÜFE imalat endeksi arasındaki büyük ayrışmadan kaynaklandı.


Öte yandan, hizmet enflasyonu trendinde sene başından bu yana devam eden yükseliş trendinin Mayıs’ta durakladığını gözlemliyoruz. Mayıs itibariyle hizmet enflasyonu eğilimi %15’ler civarında seyrediyor.  Ayrıca, hizmet sektörünün kademeli olarak Mayıs’ta yeniden açılmaya başlaması ile beraber, 2021 boyunca hizmet kalemlerinde genel olarak maliyet artışı (ücret ve mal fiyatları) ve düşük kapasite kullanımı kaynaklı yükselmesi  şaşırtıcı olmayacaktır.


Enflasyon görnümüne baktığımızda ise 3 ana kalemde kayda değer risk barındığını düşünüyoruz. Bu kalemler temel mallar, gıda (özellikle işlenmiş mamuller) ve hizmet. Son yaptığımız hesaplamaya göre Türkiye’de özellikle tahıl ve yağ mamulleri dünya fiyatlarının dikkat çekici oranda altında seyrediyor. Ayrıca, imalat fiyatlarındaki artışların kademeli olarak temel mallar enflasyonuna yansımasını beklemeye devam ediyoruz. Hizmet enflasyonunda ise maliyet kaynaklı artışların etkili olmasını bekliyoruz.


Nisan ve Mayıs’ta beklentilerimizin altında gerçekleşen enflasyon verilerine rağmen, yukarıda bahsettiğimiz enflasyonist baskılar sebebiyle (ayrıca TL’deki zayıf seyir devam ediyor) yıl sonu enflasyon beklentimiz olan %14’ü şu aşamada sınırlı olarak %15’e revize ediyoruz. Bu artışın yaklaşık yarısı ise son yapılan akaryakıt/doğalgaz zammından ve altın fiyatlarındaki son artıştan kaynaklanıyor.


 

 

Grafik 1 – Yıllık TÜFE & TCMB Ort. Fonlama Faizi


Kaynak: TÜİK, QNBFI

 

 

İkon-ok
Hilmi Yavaş 31 Mayıs 2021 Pazartesi
1Ç21 GSYH Büyüme Gerçekleşmesi

1Ç21’de büyüme beklentimiz olan %6,0 ve piyasa beklentisi olan yaklaşık %6,3’ün üzerinde %7,0  gerçekleşti. Büyüme rakamları gösterdi ki 4Ç20’de parasal sıkılaştırma ile beraber kredi/mali genişleme sona erse ve ekonomi kısmen kapansa da iktisadi faaliyetler güçlü kalmaya devam etti.

Grafik 1 – Çeyreklik GSYH Katkı (yıllık değişim, % puan)

Kaynak: TÜİK, QNBFI

2021’in ilk çeyreğinde yıllık bazlı büyümeye, sabit sermaye yatırımlarının 3,0 puan, hane halkı tüketiminin 4,5  puan katkıda bulunduğunu hesaplıyoruz. Stok birikimi ve hata payından büyümeyi 1,5 puan düşürücü, net ihracatın ise 0,8 puan arttırıcı katkısı olduğunu hesaplıyoruz.

Sabit sermaye yatırımlarının (1Ç21’de) yıllık bazda %11,4 oranın artış göstermesi ise büyük oran makine ve teçhizat yatırımlarında gözlenen yıllık bazda %30,5 artışa bağlı. İnşaat yatırımları aksine yıllık bazda %4,7 oranında daralmış.

Hanehalkı tüketiminde gözlemlenen (1Ç21’de) yıllık bazda %7,4 oranındaki artışın ise arkasında dayanıklı ve yarı dayanıklı mallar tüketimindeki artış etkili. Keza, bunu yerleşik ve yerleşik olmayanların tüketim harcamaları verisinden anlıyoruz. Bu veriye göre, dayanıklı mallar tüketimi yıllık bazda %20,5, yarı dayanıklı mallar tüketimi ise %17,0 artış göstermiş.

Üretim tarafında ise yılın ilk çeyreğinde yıllık bazlı büyümeye sanayinin 2,5 puan, hizmetlerin 1,4 puan, bilgi/iletişimin 0,5 puan ve kamu yönetimi (eğitim ve sağlık dahil) 0,4 puan katkıda bulunduğunu gözlemliyoruz. Üretimden alınan vergi/sübvansiyonun ise 1 puana yakın GSYH’ye katkıda bulunduğunu belirtebiliriz.

Kısa vadede 2021’in ikinci çeyreğinde hizmetler ve inşaat sektörlerinde görece zayıf bir seyir izlendiğini değerlendiriyor olsak da imalat sanayi özellikle güçlü dış talebin katkısıyla oldukça güçlü seyretmeye devam ediyor. Geçen seneden pandemi kaynaklı yaşanan düşük baz etkisiyle beraber, yıllık bazda %17-18 civarında bir GSYH büyüme verisinin gerçekleşmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Ayrıca, 3Ç20 itibariyle hem küresel hem de Türkiye ölçeğinde aşılanma ve bağışıklık kazanmanın hızlanması ile beraber ekonomik aktivitenin hızla canlanacağını tahmin ediyoruz. Bunda başta turizm/yemek ve ulaştırma sektörleri olmak üzere hizmet sektörü aktivitelerindeki canlanma baş rolü oynayacaktır.

Sonuç olarak, parasal ve maliye politikasındaki sıkılık sebebiyle Türkiye’de iç talep bir miktar baskılanmaya çalışılsa da baz etkilerinin de katkısıyla 2021 tamamında büyümenin güçlü bir rakama tekabül etmesini bekliyoruz. Yılın ilk çeyreğindeki güçlü GSYH gerçeklemesi ve yılın ikinci çeyreğinde öncü göstergelerin büyüme eğilimine dair sunduğu güçlü sinyallerden dolayı 2021’in tamamına dair büyüme beklentimizi %6,0’dan %7,0’e revize ediyoruz.  

2021’de net ihracatın büyümeye sabit sermaye yatırımlarının 1,5 puan ve hane halkı tüketiminin 3,0  puana yakın katkıda bulunmasını bekliyoruz. Net dış ticaret ve stok değişimi toplam katkısının ise 2,5 puan büyümeyi arttırıcı etkisi olmasını bekliyoruz.


Grafik 2 – 4Ç Birikimli GSYH (yıllık, % puan katkı)

Kaynak: TÜİK, QNBFI


İkon-ok
Hilmi Yavaş 7 Mayıs 2021 Cuma
TCMB PPK Kararı Değerlendirmemiz

TCMB PPK beklendiği gibi %19 olan politika faizini değiştirmedi. Öte yandan, karar metninde de kayda değer bir değişiklik gözlemlemiyoruz.

Daha önceki karar metninden çok farklı olmamak üzere "Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir." cümlesinin önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Bu ifadeden çok yakın zamanda bir faiz indirimi gelme ihtimalinin düşük olduğu sonucunu çıkarabiliriz.

Önünüzdeki döneme baktığımızda ise şu aşamada enflasyonun Mayıs ayında yıllık %18 civarında zirve yapmasını, ancak yılın ikinci yarısında kademeli gerilemesini bekliyoruz. TCMB’nın enflasyon projeksiyonu grafiğine baktığımızda, TCMB’nın yıllık enflasyonun Nisan itibariyle %17 civarında zirve noktasını görmesini ve sonrasında kademeli olarak düşüş trendine girmesini beklediği anlaşılıyor. Gene TCMB’nin “Enflasyon Raporu’nda sunduğu grafikten anladığımız, TCMB enflasyonun Haziran-Eylül döneminde büyük oranda %16 civarında dalgalanmasını ve asıl büyük düşüşün ise son çeyrekte gerçekleşmesi bekliyor. Bu açıdan, TCMB’nin projeksiyonu kendi beklentimize yakın buluyoruz.

 

Öte yandan, yılın son çeyreğinde enflasyonda düşüş beklentimiz TCMB’nin projeksiyonlarına kıyasla daha sınırlı. Bu noktada, TCMB’nin gerçekleşen yıllık enflasyonun Nisan’da yaklaşık %17 zirve yapmasını ve sonrasında kademeli olarak gerilemesini beklediğini düşündüğümüzde, Banka’nın faiz hadlerinde bir indirim için bir süre daha beklemeyi tercih edeceğini değerlendirebiliriz. Bu açıdan olası bir faiz indirimi için Eylül ayı aday olabilir. Öte yandan, bu beklentimiz daha erken bir faiz indiriminin gelmeyeceği anlamına gelmiyor. Her hâlükârda kayda değer bir miktarda bir faiz indiriminden bahsedecek olursak, bunun yılın son çeyreğinde gerçekleşmesi çok daha olası görünüyor. Son olarak, başta FED olmak üzere büyük Merkez Bankaları’nın alacağı kararlar ya da vereceği mesajlar Türkiye’de para politikasının seyrini büyük oranda etkileyebilir.


 

Grafik 1 – Yıllık TÜFE & TCMB Ort. Fonlama Faizi


İkon-ok
Hilmi Yavaş 29 Nisan 2021 Perşembe
“Enflasyon Raporuna” Dair Değerlendirmemiz
TCMB bugün yılın ikinci “Enflasyon Raporunu” yayınladı. Bu rapor dâhilinde yılın ilk “Enflasyon Raporunda” % 9,4 ve %7,0 olan 2021 ve 2022 sonu enflasyon tahminlerini sırasıyla  %12,2 ve %7,5'e revize edildi. Karşılaştırmak gerekirse, piyasa beklentisi 2021 sonu için %14-15 arasında seyrediyor.

Keza, biz de kurum beklentimizi, yukarı yönlü risklere de dikkat çekerek %14,0 olarak belirlemiştik. TL’deki son değer kaybı ile beraber, küresel emtia (gıda), işlenmiş ara malı ve navlun fiyatlarındaki yüksek seyir devam ediyor. Ayrıca, asgari ücrete yapılan %21 zam, tedarik zincirlerindeki aksaklıklar ve düşük kapasite kullanımından dolayı hizmet enflasyonu 2021’de yukarı yönlü sürpriz yapabilir. 2022/2023 yılına ilişkin enflasyon beklentilerimiz de düşük çift haneli enflasyonun korunacağı yönünde.

TCMB’nın enflasyon projeksiyonu grafiğine baktığımızda, TCMB’nın yıllık enflasyonun Nisan itibariyle %17 civarında zirve noktasını görmesini ve sonrasında kademeli olarak düşüş trendine girmesini beklediği anlaşılıyor. Gene grafikten anladığımız, TCMB enflasyonun Haziran-Eylül döneminde büyük oranda %16 civarında dalgalanmasını ve asıl büyük düşüşün ise son çeyrekte gerçekleşmesi bekliyor. Bu açıdan, TCMB’nin projeksiyonu kendi beklentimize yakın buluyoruz. Öte yandan, yılın son çeyreğinde enflasyonda düşüş beklentimiz TCMB’nin projeksiyonlarına kıyasla daha sınırlı.

TCMB’nin enflasyon projeksiyonuna konu olan çıktı açığı tahminine baktığımızda ise 1Ç21 için +%2,3 olan oranın 3Ç21 itibariyle %0,0’a, 4Ç21 itibariyle ise -%2,0’e gerilemesi bekleniyor. Diğer bir değişle, TCMB yılın ikinci yarısında iç talepte kayda değer bir ivme kaybı bekliyor. Anladığımız kadarıyla, TCMB’nin bu beklentisi kredi büyüme ivmesinde kalıcı bir yavaşlama projeksiyonuna dayanıyor. Bunun da TCMB’nin “sıkı para politikasının” devam edeceği iletişimi ile uyumlu olduğu değerlendirilebilir. Öte yandan, haftalık veriler, kredi eğilimin son haftalarda çok da hız kesmediğine işaret ediyor.

Önümüzdeki hafta Pazartesi (3 Mayıs) açıklanacak Nisan ayı enflasyon verisinin piyasa beklentisi olan %1,7’nin bir miktar altında  %1,5 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Beklentimize paralel bir gerçekleşme durumunda yıllık enflasyon %16,2’den %17,0’e yükselmiş olacak. Öte yandan son kur hareketi üzerinden, şu aşamada enflasyonun Mayıs ayında yıllık %18 civarında zirve yapmasını, ancak yılın ikinci yarısında kademeli gerilemesini bekliyoruz.

Bugün TCMB Sayın Şahap Kavcıoğlu’nun yenilenen enflasyon projeksiyonu üzerine yaptığı para politikası hakkında açıklamalarının da önemli olduğunu değerleniyoruz. Bu ifadeler sırasıyla:

  • Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik yukarı yönlü riskler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirlenecektir.
  • Bu doğrultuda politika duruşu, enflasyon gelişmeleri ve enflasyon beklentileri dikkate alınarak dezenflasyon sürecini en kısa sürede tesis edecek ve orta vadeli hedeflere ulaşıncaya kadar bunun sürekliliğini sağlayacak bir sıkılık düzeyinde belirlenmeye devam edilecektir.
  • Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli hedefimize ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.

Bu noktada, TCMB’nin gerçekleşen yıllık enflasyonun Nisan’da yaklaşık %17 zirve yapmasını ve sonrasında kademeli olarak gerilemesini beklediğini düşündüğümüzde, Banka’nın faiz hadlerinde bir indirim için bir süre daha beklemeyi tercih edeceğini değerlendirebiliriz. Bu açıdan olası bir faiz indirimi için Eylül ayı aday olabilir. Öte yandan, bu beklentimiz daha erken bir faiz indiriminin gelmeyeceği anlamına gelmiyor. Her hâlükârda kayda değer bir miktarda bir faiz indiriminden bahsedecek olursak, bunun yılın son çeyreğinde gerçekleşmesi çok daha olası görünüyor.


İkon-ok
İrem Dışpınar 29 Nisan 2021 Perşembe
Küresel piyasalarda risk alma iştahı devam ediyor

Pandemi tedbirleri nedeniyle küresel çapta ekonomik aktivite olumsuz etkilenirken, hem mali hem de para politikası tarafında ekonomilere destek ihtiyacı devam ediyor. Buna paralel majör merkez bankaları genel olarak toparlanma sağlanana kadar ekonomileri desteklemeye devam edeceklerine yönelik duruşunu koruyor. ABD’de son aylarda enflasyon beklentileri artarken, Fed dün akşamki toplantısında varlık alımlarının azaltılmasının gerekliğine ve/veya zamanına yönelik söylemde bulunmadı.  Fed tahvil alımlarını azaltmayı konuşmanın henüz zamanı olmadığını ve hedeflerde kayda değer ilerleme sağlanana kadar varlık alımlarının mevcut hızda devam edeceğine yönelik mesaj verdi. Dolayısıyla da küresel çapta düşük faizli para politikası ve ekonomileri destekleme yanlısı tutum piyasalarda risk alma iştahını canlı tutuyor. Küresel borsalarda yükselen trendde; özellikle de ABD borsalarında zirve seviyelerde olumlu seyir korunuyor.



Yurtiçi piyasalara bakıldığında ise; geçtiğimiz hafta satış baskısı altında kalan BIST 100 Endeksi, bu hafta tepki alımları ile toparlanma çabası gösterdi ve kayıplarını geri aldı. Yükselen trendde hareket eden endekste kısa vadeli teknik görünüm güçlenmiş durumda. 1400 seviyesinin üzeri yükseliş hareketinin devamı adına izlenebilir. 1380 destek ilk etapta olup, 1350 desteğinin üzerinde olumlu görünüm korunuyor olacak. Küresel borsalarda ise Fed’in varlık alımlarını azaltma yönünde bir mesaj vermemesi ve bu tarafta oluşan endişeleri azaltıcı yönde duruş sergilemesi risk iştahının seyri açısından olumlu. Fed’den varlık alımlarının azaltılmasına yönelik güçlü sinyal gelmediği sürece küresel piyasalar destek bulmaya devam edebilir.



İkon-ok
Back to Top