Web sitemizdeki aktiviteyi analiz etmek ve daha iyi bir hizmet vermek amacıyla kendi çerezlerimizi ve üçüncü taraf çerezleri kullanmaktayız. Ayrıntılı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyiniz.

Avrupa ve Japonya mayıs öncü PMI verileri

Küresel iktisadi faaliyetlere ilişkin karışık sinyaller gelmeye devam ediyor. Ancak, bugün açıklanan PMI verileri ışığında nihai olarak görünüm beklenenden güçlü gözüküyor.

Sabaha karşı gelen veride Japonya’da özel sektör aktivitesinin Ekim 2013’ten bu yana en yüksek (Eylül 2007’den bu yana ise en yüksek ikinci) seviyeye yükseldiğini gördük. Öncü mayıs kompozit çıktı endeksi 52,9’dan 54,9’a yükseldi. Öncü hizmet endeksi 55,4’ten 56,3’e yükselirken, imalat çıktı endeksi 47,9’dan 51,9’a yükseldi. PMI raporuna göre hizmet PMI verisindeki yükselişin arkasında COVİD-19 sonrası gevşetilen önlemler ile beraber yurtiçi ve yurtdışı turizm aktivitesindeki toparlama olduğu anlaşılıyor. İmalat PMI endeksinin toparlamasında ise tedarik zincirlerinin normalleşmesi ile beraber yeni sipariş ve çıktı kalemlerinin son 13 ayın en yüksek seviyeye yükselmesi başrol oynuyor.

Almanya öncü kompozit PMI verisi ise hizmet ve imalat alt endekslerindeki dikkat çekici bir şekilde ayrışmaya devam ediyor. Kompozit öncü PMI verisi 54,2’den 54,3’e yükselerek, 13 aydan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Hizmet PMI endeksi ise 56’dan 57,7’e yükselerek, son 21 ayın en yüksek seviyesine yükseldi. Öte yandan, imalat PMI endeksinin 44,5’ten 42,9’a, 36 ayın en düşük seviyesine gerilediğini gözlemliyoruz. Raporun detaylarına baktığımızda Almanya’da imalat endeksindeki düşüşün arkasında yeni siparişlerin son 6 aydaki en keskin düşüşü gerçekleştirmesi önemli rol oynamış. Diğer bir yoruma göre ise Çin kaynaklı talebin zayıf seyretmesi de imalat sanayini olumsuz etkilemiş olabilir. Son tahlilde her ne kadar imalat sanayi olumsuz sinyaller verse de hizmetler sektöründeki çok güçlü seyir iktisadi faaliyetlerin seyri konusunda daha belirleyici. Hizmet sektöründe girdi fiyatlarındaki yavaşlamaya rağmen çıktı fiyatlarındaki seyrin hızlanması enflasyon görünümü açısından çok olumlu bir sinyal olmayabilir.

Euro Bölgesi kompozit PMI verisi ise güçlü kalmaya devam etse de Almanya’nın aksine mayısta bir miktar ivme kaybetmiş. Nisan’da 54,1 olan endeks, 3 ayın en düşük seviyesine 53,3’e geriledi. Hizmet PMI endeksi ise Almanya’ya paralel güçlü seyretse de 56,2’den 55,9’a geriledi. İmalat PMI endeksi ise Almanya’ya paralel 45,8’den 36 ayın en düşük seviyesi olan 44,6’a geriledi. Euro Bölgesi’nin tamamında ise hizmet ve imalat sektöründeki hizmet lehine olan ayrışma 2009’dan bu yana en yüksek seviyeye yükseldi. Yeni siparişlerde ise bu ayrışma 2008’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Mevcut veriler ECB’nin işini kolaylaştırmadığını değerlendiriyoruz. Her ne kadar imalat sektörü belirgin bir zorlukla karşılaşsa da hizmetler sektöründeki güçlü talep ve ücret artışı trendi ECB’yi fiyat istikrarı hedefinden uzaklaştırıcı yönde olabileceği anlamına geliyor. Öte yandan enerji fiyatlarındaki (kontratlarındaki) düşüşün devam etmesinin de dezenflasyonist etkilerin de söz konusu olduğu anlamına geliyor. PMI verilerine nihai olarak baktığımızda hem Almanya hem de Euro Bölgesi’nin zayıf imalat sanayi göstergelerine rağmen pozitif büyüme gerçekleştireceğini değerlendirebiliriz.

Hizmet sektöründeki ısınmanın devam etmesi ve ücretler üzerindeki artış baskısının devam etme riskine karşı ECB’nin faiz arttırmaya devam etme ihtimalinin arttığını düşünebiliriz.  Bu normal şartlarda EUR/USD lehine bir etki yaratacak olsa da son haftalarda döviz piyasalarında doların güçlenme teması başrolü oynuyor. Bunun sebebi ise Mart ayından yaşanan bankacılık türbülansının yol açtığı faiz indirimi beklentileri (2023 ikinci yarısı ve 2024 boyunca) giderek azalıyor. Çünkü, ABD ekonomisinin bu şoku kaldırabileceğine dair beklentiler güçleniyor diye değerlendiriyoruz. Piyasaların agresif faiz indirimi beklentilerini azaltması doğal olarak iki yıllıkların %4,40’lar kadar yükselmesine yol açtı. Diğer yandan 10 yıllık ABD tahvil reel getirisi Mart’ta %1’lere kadar geriledikten sonra yeniden %1,5 seviyesine yaklaştı. Dolayısıyla, güçlü dolar performansının arkasında ABD reel tahvil faizlerindeki istikrarlı artışı ön plana çıkarıyoruz.

Back to Top